Çocukların Anaokuluna Uyum ve Adaptasyon Süreci

Değerli Velilerimiz; Çocuklarınızın gün içerisinde sizden ayrı kalmayı başarabilecek, sizden başkasına güven duyabilecek ve kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilecek becerileri öğrenme ve gösterebilme zamanı geldi. Bildiğiniz gibi okul öncesi kurumlar siz anne babaların ve çocuklarımızın eğitim hayatının başlangıcındaki ilk deneyimleri olduğundan, yaşadığınız mutluluğu ve heyecanı sizlerle paylaşmaktayız. Bu mutluluk ve heyecanın yanı sıra çocuğunuzun okula başlama süreci ile ilgili birtakım kaygılarınızın ve sorularınızın olması da muhtemeldir. Rüya Anaokulu rehberlik birimi olarak çocuklarımızın okula başlama ve adaptasyon süreci ile ilgili sizlerle birtakım bilgi ve öneriler paylaşacağız.

Öncelikle anaokuluna başlamak, çocuğun anne karnından ayrıldığı ve dünyayla tanıştığı dönemden sonra, çocuğun alıştığı ve güvendiği yerden, kişiden, çevreden ilk ayrılmayı yaşadığı dönemdir. Bu süreçte çocuğun anneden, babadan ya da birincil bakımı veren kişiden ayrılmak istememesi normal karşılanır. Çünkü çocuk güven duyduğu kucaktan, henüz güven duygusunu geliştiremediği bir çevreye kaygıyla yaklaşır. Anaokulu oryantasyon süreci tamamlandığında çocuk okul ortamına, öğretmenine güven duymaya başlar. Tabii ki bu oryantasyon sürecinin uzunluğu çocuğun mizacına, anne baba tutumlarına, okula devamlılık durumuna göre değişiklik göstermekle beraber çocuktan çocuğa değişebilir.

Genellikle 2 ile 4 yaş arası anaokuluna başlamak için uygun zaman aralığıdır. Çocuklar okul öncesi eğitim ile sosyal, duygusal, fiziksel ve zihinsel birçok beceri kazanırlar. Böylece sosyalleşme sürecine ilk adımlarını atarlar. Ayrıca okulun çocuğun hayatına girmesi ile birlikte; yeme alışkanlığı, uyku düzeni, davranışsal tepkiler, ayrılma kaygısı gibi durumlar için olumlu gelişim desteklenmiş olur. Ortaya çıkan bu gibi durumlar çocuğun hayatının bir düzene oturması ile kendiliğinden veya okuldan alacağınız yönlendirme ve işbirliği ile çözüme ulaşır.

Çocuğunuzu okula başlatma kararı verildiğinde; çocuğunuzun okulda rahat bir uyum süreci geçirmesi ve burada mutlu olabilmesi için öncelikle anne babanın bu konuda hazır, kararlı ve tutarlı davranması önemlidir.

Çocuk kendisi için doğru olanı henüz değerlendirme aşamasında olmadığından, okula gitmek gibi önemli bir kararın çocuğun anlık isteklerine bırakılmaması gerekir. Çocuğun istemediği takdirde okuldan alınacağını hissetmesi, gitmek istemediği günlerde alternatif seçeneklerin sunulması, okula düzenli devam etmesini ve uyumunu zorlaştıracaktır.

Çocuklar Anaokulunda Ne Öğrenir?

Anaokulunda çocuklar paylaşmayı, grupla birlikte hareket edebilmeyi, karar almayı, sıra beklemeyi, kendini ifade etmeyi, kurallara uymayı ve pek çok beceriyi öğrenirler. Yaş dönemlerine uygun renk, şekil, sayı ve kavramları öğrenmelerinin yanı sıra; el becerilerini ve sosyal ilişkilerini de geliştirirler. Okulda oynadıkları çeşitli oyuncaklarla hem bunları korumayı hem de arkadaşlarıyla paylaşmayı öğrenirler. Böylelikle arkadaşlık ilişkilerinde problem çözmeyi, kendini ifade edebilmeyi ve karşısındaki kişinin haklarına da saygı duymayı öğrenecektir.

Peki, Bu Sürecin Sağlıklı İlerlemesi İçin Neler Yapılabilir?

Öncelikle uyum sürecinde okul-aile iş birliği çok önemlidir. Aile ve okulun karşılıklı güven içinde olması gerekmektedir.

Okula uyum sürecinde çocuğunuzun okuluna ve öğretmenine güven duyduğunuzu ona hissettirmelisiniz. Güven duyduğunuzu hissettirmediğiniz takdirde uyumda zorluk yaşayabilirler.

Okula gitmeyi hayatın doğal bir süreci olarak görmek ve bu konuda kısa açıklamalar yaptıktan sonra üzerinde çok durmamak ve okula özendirici cümleler fazla kullanmamak gerekir. Bir konu üzerinde sık sık konuşulması, o konunun çocuk tarafından bir problem olarak algılanmasını sağlayıp, çocuğun kaygılanmasına yol açabilir.

“Bugün ağladın mı?” yaklaşımı yerine, “Bugün okulda keyifli bir gün geçirdiğini görüyorum.” gibi daha olumlu ve onaylayıcı bir yaklaşım tercih edilmelidir.

“Okul nasıl geçti ?” vb. okul hakkındaki soruları çocuğa yöneltmemeye çalışmak, onun yerine gün içerisinde kendimizin neler yaptığını ( hastane vb. işler haricinde ) anlatmak daha faydalı olacaktır.

Çocuklar arasında okula adaptasyonla ilgili bir kıyaslama yapmamak gerekir. Okula adaptasyon süreci çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir.

Vedalaşma sürelerini kısa tutmaya çalışın. Ayrılma sorunu yaşayan çocuklarda servis kullanımı da uyum sürecini kolaylaştırabilir.

Okuldan alırken törensel bir karşılama yapmamaya özen gösterin. Çocuğunuza çok sıkı bir şekilde sarılmak, tüm gün boyunca onu çok özlediğinizi belirtmek, çocuğunuzu sanki var olan bir tehlikeden kurtardığınız izlenimi verebilir. Bu nedenle kucaklaşmayı, onu özlediğinizi söylemeyi okul ortamından uzaklaştıktan sonra yapmanız önerilir.

Çocuğunuz ağladığında, öfkelendiğinde vb. durumlarda, çocuğunuzla iletişime geçmeden önce sakinleşmesine izin vermelisiniz. Ağlarken ya da elinizden tutup çekerken sizi duyamaz ve anlayamaz. Böyle bir durumda sakinliğinizi koruyup, onun sakinleşmesi için ona süre tanımalısınız.
Çocuğun ilk günlerde okul yemek yemeyi reddetmesi sık rastlanan bir durumdur. İlk günlerde önceliğiniz, yemeğini yemesi yerine okula alışması olmalıdır.

Önemli bir hastalık veya sorunu olmadığı sürece çocuğun okula devam etmesi, yani alışma sürecinde uzun ayrılık dönemlerinin olmaması, sürecin kesintisiz ilerlemesini sağlamaktadır.

Okula gelmek istemediği günlerde evde kalmasına izin verebilirsiniz. ( çok mecbur kaldığınız zamanlarda ve en fazla 1-2 defaya mahsus olmak üzere ) Ancak; okula gitmediği süre zarfında evde eğlenceli bir ortam yaratmamalısınız.

Çocuklar ailelerinin dikkatini çekme ve onları yönlendirebilmek için “hastayım, yanımda değilsiniz, ben de okulda kalamam” gibi birtakım söylemlerde bulunabilirler. Bunların önüne geçebilmek için ebeveynlerin çocuklarıyla olan iletişimlerinde kararlı ve tutarlı olmaları önceliklidir. Çocuklarınıza neden okula gitmeleri gerektiğini basit, anlaşılır ve sade bir dil kullanarak anlatmanız faydalı olacaktır. ( Örneğin; Ben çalıştığım için sen okula gitmek zorundasın, evde tek başına kalamazsın demek yerine, sen de yaşıtların gibi okula gidip yeni şeyler öğrenmeye ve keşfetmeye ne dersin ? gibi bir yaklaşımla çocuğa açıklama yapmak daha faydalı olacaktır. ) Ayrıca çocuğunuza “Haklısın sabahları erken kalkmak hoşuna gitmiyor olabilir.” şeklinde söylemlerde bulunarak anlaşıldığını hissetmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuzun bırakmasını istediğiniz bir alışkanlığı ( emzik, biberon, parmak emme, tırnak yeme vb. ) veya tuvalet eğitimi, oda ayırma vb. durumlar söz konusuysa bunu bir süre erteleyin.

Okulun ilk günleri çocuğunuz evde ebeveynlerine daha fazla bağlanabilir veya geçici davranış değişiklikleri gözlemlenebilir. Bu sürecin yaşanması doğal olduğu kadar okula uyumla birlikte azalması ve kaybolması beklenir. Bu süreçte sabırlı olarak çocuğunuza destek olmanız yararlı olacaktır.

Çocuklar, okulda bireysel ve grup etkinliklerine katıldıkça, kendisini okula ait hissetmeye başlar. Bir gruba ait olma duygusu çocukların okula alışmalarını kolaylaştıracak ve böylece ilk başta yaşadıkları kaygıları ortadan kaldıracaktır. Çocuklar okula adapte olduktan bir süre sonra okula gelmek istemediği zamanlar olabilir. Bazı çocuklar ilk günlerde, bazıları bir süre sonra, bazıları da ara ara kronik biçimde ağlama davranışı gösterebilir ve okula gitmek istemeyebilirler. Bu son derece doğal bir süreçtir. Özellikle ailede yaşanılan bir değişiklik, tatil araları çocukların okula dönüşlerini zorlaştırabilir. Bu süreçte de ilk adaptasyon sürecinde olduğu gibi sabırlı ve kararlı olmak gerekir. En başa döndük düşüncesine kapılmadan aynı kararlılığı sürdürerek, daha kısa sürede tekrar okula uyumunu kolaylaştırabilirsiniz.

Eğitim kadromuz ve Rüya Anaokulu Rehberlik Birimi olarak, çocuğunuzun okula uyum sürecini yakından takip ediyor ve destekliyor, güzel bir eğitim öğretim yılı geçirmenizi diliyoruz.

Sevgiler
Rüya Anaokulu Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi